kimim ben? -oluruna yakılmıştır tawûs'a dokunmuş bir êzîdî'ydim belki lalêş'ten şengal'e maviler içinde. belki, belki de basrayı çağrışımsız adımlarla geçmiş bir nusayri'ydim eytamlar içinde. süryani'ydim belki, mardin kalesinden şapeli andıran bir düşüşle. belki sason kıyısına eğilmiş bir ermeni kilisesiydim yıkıntılar içinde arayan kendini. dersim'in yazgın suyunda yıkanmış alevi'ydim oniki imamın yoluna inerken ahirde belki de. kerbela çölünde pınarlar akıtan bir hüseynî'ydim belki ya ali! yahut luka'dan markos'a adı zikre gelmemiş bir azizdim eski ahid'de. sor ki sinagog nedir bu günahkâra. tut ki brahma beni bodhi gaya'da yaratıp şivu'ya terketmiştir. dersin ki babil'de mardouk'un gölgesiyim engidu'ya ışık verirken görülmüşüm. akşam ki ezan sesine bürünmüştür tarifsiz içhuzurum kıbleye dönük avuçlarla. bir zaman ki kerman'da ahuramazda'dan çiçekler almışım zerdüştî yüklemlerle avesta'dır. anka benmişim külü aşktan, prometheus'un ciğeriymişim kartalların yediği. zeus bile başedememiş benimle. her şeyden önce mesopotamia'ymışım iki nehrin arasında yolu giden. ki hâlâ öyleyim. lakin şimdi daha imanlı, daha olmadığa başkaldıran. topraktan rengini alan, toprağa rengini veren. yaşayan ve ölen. öldükçe dirilen, toprağı işleyen, hayat veren, yeşerten ve o, toprak; yani işte bu, ben. tabusal.com | mtarık @2008 |
1314 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |