Meryem Kadıoğlu
Yokluğun Felsefesi...
02/08/2017 Derdi sürekli ekmek kavgasıdır insanlığın… Ne masum ama? Kendi elleriyle yarattığı, varlığın içinde YOKLUK âlemi… Bütün yollar ona çıkıyor, bütün sorunların ve çözümlerin altında sadece YOKLUK görülüyor. Paranoya krizlerinde boğulurken, ümit denizinin ortasında ümitsizlik ile boğulmak ne ironi! Boğulmaya yok olmaya; “yok” olmaya mahkûmsun dostum. Hatta sana dostum bile demem! Düşman ne demek, hiç bilmem. Sen neye inandıysan onun esirisin. Osuruktan kanunlarınla çektin hayatının sınırlarını… Kendi dikenli tellerinle kanattın acıttın canını ve daha nice canları… Felsefelerin yokluk, bilim ve sanatın yokluk inançların yokluklar üzerinde takılmış kalmış... Bilincin özürlü, iki ayağı ve iki elinin başparmağı eksik... Zaman denilen bineğe binmiş, yırtarcasına geçerken üstünden hayatının, kendi ellerinle yaptıklarını yok etmek! Sürekli arabesk dramatize edilen anlatımlar varılan farazi sonuçlar. Sanki kesinmişçesine emin olup, canını siper etme korkaklığının cesaret sanılarının sancılarıyla esas benliğinde kodlanan esas gerçeğinle çelişmenin presleme sızısı karmaları sokağında… Her şeyin belirsiz… Bilimin ilimin ,anten kunten ıvır zıvır ala vere dala vere… Düşman dedim ya, bilmem! Çünkü ben, edebiyat yapmaya muhtaç bırakmadığım benliğimde, bardak boşken içindeki bir damla suya sevdalı… Susuzluktan çatlayıp patlayan dudaklarımla bile, o bir damla su için binlerce şükrün çeşmelerinden gözyaşı dökerken kanar varlığa benliğim… Ümit nedir? Bilir misin? Ne bilirisin ki? Asırlarca tohum diye, yaban otları ve deve dikenleri ekip biçtiğin çorak toprağında başak dallarıyla, dik başlı kır çiçeklerini söküp almadın mı? Toprağının bağrından? Cehaletindi gözlerine gör dediğin… Sen ne görmek istediysen onu gördün. Neye inanmak istediysen ona inandın. Nasıl yaşamak istediysen öyle… Ana rahmine dikilen tohumdun oysa. Ümittin başlangıcında. Kimi tarlanın, tek sermayesi, hep ‘var’ oldu. Sen, ‘yok’ olmayı seçtin. Ana rahminden gülerek çıkan bir bebek gördün mü hiç? Evrene ekilen yokluk tohumları rahimlere tutunur. Geleceği yokluğa teslim ederken zamanın sırtında, bıçak sırtı geçiyor hayat dediğin… Şimdi Dilenme! Kaşık kadar aklınla Everest kadar kibir ve gururunla, toprağını kan kokusuna alıştıran, hükümlerinle vefa ve sevgi ve bir parça da ümit… O tohumlar senin ölüm kasvetinin gölgesinde kalan topraklarına ebediyen haramdır haram… Sen yokluğun yoksunluğun piç çocuğusun… Bunu sen istedin. Ellerinle bir tanrı yarattın. Öfkelenince, kırdın. Acıkınca yedin. Ellerinle yazdıklarını, ayağının altına taban yaptığın…Bu senin dünyan… Saç telleri sağlamlığında, başkasının ayak izlerinin peşinden giden sorgusuz infazların nefes keser... Şimdi, şikayet etme! Şimdi kendine bulamayınca, hiç tanımadığın Kader’e sövme! Sadece toprağa ektiğini biçmez mahlûkat. Bu evren denilen tarlada, dünya denen köylerden birinde, yokluğun tohumları saçılırken etrafa, yer gök yokluğun vahametinde, dünyanın sonu geliyor muymuş? Dünyada mucizelerle korunuyor muymuş? Evet, mucize denilen şey, o iki yoldan biriydi. Mucize nedir bilir misin? Sonsuzluğa uzanan varlığı ebedi sonsuz kılan ümit! İki yüz elli milyon spermden bir spermin yokluğa hayır deyişi, hayata tutunuşuydu ÜMİT…
Şimdi Artık çok geç, yolun sonu… Ya da, hiçbir şey için geç değildir. Şimdi, tercih senin… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Koşulsuz Sevgi - 28/04/2022 |
Bu günkü algoritmamız, koşulsuz sevginin ‘kendimce’ ne olduğunu irdelemek olacak. Kendimce deme sebebim, herkesin hayat ölçüsü farklıdır. Aynısının kopyala yapıştır yapılmaması adına küçük bir hatırlama ve hatırlatma babında ifade ettim. |
Hayat Sırları - 26/02/2022 |
Zira sürekli işleyişi devam eden bir sistem, kendini her aşamada yenileyerek hem büyür hem küçülür. Sonuçta kendini geliştirerek devam ettirebilme özelliğine sahiptir. Olayı çok da komplike irdelemeye lüzum yok aslında. |
Sahne sizin! - 05/11/2021 |
Işıltılı dünyanın cafcaflı detaylarıyla kuşanmış, kendine insan diyen ırka sesleniyorum, sahne sizin! |
Öldürülecek Kadın! - 09/09/2021 |
Kadına biçilen değer suskunluğuyla ölçülüyor. Konuşan, hakkını aramak için savunan kadınsa öldürülecek kadın ilan ediliyor. |
Kendime Öğütler... - 25/05/2021 |
Emek ve alın teriyle gelen hiçbir şey kolayca gitmez elinden. Paran kadar var olmak ya da emekle kan ter içinden defalarca yeniden doğmak. Hepsi senin elindedir. |
İslam Dini ve Bilim - 07/05/2021 |
Bilim ile din arasındaki bağ nedir? |
Benim Gibi - 02/05/2021 |
Şiir |
Mutsuzluğun Sırtı - 25/04/2021 |
Neyse, bizim zamanımızda dediğim çocukken. Ayılar oynatılırdı. Aynı bugün ki gibi ahali etrafına toplanıp eğlenceli anlar geçirirdi. Ne kadar hasret kalmışız gülmeye. Çocuğundan yaşlısına hepsinde bir gülümseme. |
Yinelenme - 05/12/2020 |
"Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir." |
Devamı |