• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Levent Ertürk
Aileen Wuornos - Tehlikeli Topraklar -4-
21/09/2015

AILEEN VE TYRIA İLİŞKİSİ

Tyria ile tanıştığı 1986 yılından önce, Aileen’in en az bir defa lezbiyen yakınlaşma içine girdiği tahmin edilmekte. Çünkü mektuplarında şunu belirtmiş: “28 yaşımda lezbiyen oldum ve bu durum beni daha çok belaya bulaştırdı.” Tyria ile karşılaştığında 30 yaşında olduğuna göre, arada biri daha olmalı. Bir başka kaynakta ise, Tyria’nın, onun ikinci lezbiyen sevgilisi olduğu şeklinde kayda rastladım, fakat çok aramama rağmen birinci kızın ismine ulaşamadım. Yollarda tanıştığı bir başka fahişe arkadaşı olabilir. Muhtemelen kısa süreli bir ilişkiydi.

Aileen kendi macerasına devam ederken; dindarlık, suç alışkanlığı ve lezbiyenlik gibi tuhaf sayılabilecek karışık bir kişilik içine girmişti. Market soygunundan dolayı hapiste yattığı iki yıl içinde sürekli olarak İncil okuyordu. Sanırım o zamanlarda düzenli bir şekilde boynunda haç taşımaya başladı. Bir keresinde bunalıma girdi ve silahı çektiği gibi kendisini midesinden vurdu. Aslında bu bile pek de ölmek istemediğini göstermekte, zira silahı ağzına sokup ateşlese hiçbir yaşam şansı kalmazdı. Onu hastaneye kaldırdılar, kurşun fazlaca zarar vermemişti.

Hayatında şiddetin rolü giderek artıyordu. Dava sırasında bir süreliğine Aileen’i temsil eden bir avukat, onu şöyle anlatmakta: “Aileen’in yaşadığı hayat herkesin paylaşabileceği bir hayat değildi. Erkekler bile ona dayanamıyorlardı. Bazıları onun parasını almak istiyor, o da var gücüyle, gerekirse yumruk yumruğa mücadele ediyordu.”

tyria

Tyria Jolene Moore

İki sevgili 1986 yılında, Güney Daytona’da Zodiac isimli bir lezbiyen barında karşılaştılar. Birbirlerini hemen beğenmişlerdi. Tyria Jolene Moore, Daytona sahilindeki bir motelde temizlikçilik yapmaktaydı. Ohio, Cadiz doğumluydu. Burası meşhur aktör Clark Gable’nin doğum yeri olarak ünlenmişti. Aileen’in sonradan lezbiyen olmasına karşılık, Tyria küçüklüğünden beri kendi cinsine ilgi duyan tam bir lezbiyendi. Çocukluk yılları hakkında pek bir şey bilinmiyor. Babası gündelik işlerde, tamiratlarda vs çalışan bir marangozdu. Bir kız kardeşi ve üç erkek kardeşi vardı. Vasat bir öğrenciydi ve daha okul yıllarında lezbiyenlik eğilimi gösterdiği farkedilince ailesi tarafından sıkı bir baskı altına alınmıştı. Fakat yaşadığı dar çevrenin tutuculuğuna katlanamayan Tyria evden kaçmış ve Florida’ya yerleşmişti. Tam da lezbiyen tanımına uyan bir yapısı vardı. Kısa kırpılmış saçları, tıknaz bir yapısı ve erkeksi davranışları bulunmaktaydı. Burası biraz tuhaf, çünkü Aileen ile tanıştıktan sonra “erkeksi lezbiyen” kimliğinden epey arınacaktı.

karavan

İki sevgili bazen buna benzer kiralık karavanlarda yaşıyorlardı.

Aileen ve Tyria lezbiyen barında tanıştıktan sonra hemen bir motelin yolunu tuttular ve orda tüm hafta sonunu geçirip çılgınlar gibi seviştiler. Tyria, gördüğüm kadarı ile bazen ilişkilerine ihanet etmişti ama Aileen’in onu büyük bir tutku ile sevdiği anlaşılıyor. Çünkü cinayet suçlaması ile tutuklandığında, kendisinden çok Tyria’yı düşünmüş ve sevgilisinin cinayetlerle hiçbir ilgisi olmadığını söyleyip tüm suçu kendi üzerine almıştı.

iliski2

Yakınlaşma. (Monster, Cani filminden bir sahne)

Birbirlerine kısaca Li ve Ty diye sesleniyorlardı. Doğrusu, Aileen’in Tyria’da ne bulduğunu pek anlayamadım. İkisinin arasındaki ilişkinin çarpıklığı umurumda bile değil. Genel ahlak ve din kurallarına aldırmam, eşcinsel çiftlere her zaman saygı duyarım. İki erkek veya iki kadın birbirlerini sevmişlerse, birlikte yaşıyorlarsa, kimse buna burnunu sokma hakkına sahip olamaz. Yeter ki, çevrelerine zarar vermesinler.

Anlamaya çalıştığım şu. Tyria pek de öyle güzel bir kadın değildi. Buna karşılık Aileen gerçekten çok güzel ve çekici bir kadındı. Mahkemedeki bazı resimleri sizi aldatmasın, zira burda, yaklaşık 17 yıl otoyollarda fahişelik yapmış ve 11 yıl cinayetten dolayı hapiste yatmış bir kadından bahsediyoruz. Bu kadar yıpranması doğal. 2000 yılındaki Aileen’i mahkeme salonundan çıkarıp, işini bilen bir güzellik uzmanına teslim etseler, eminim ortaya Hollywood yıldızlarını gölgede bırakacak bir kadın çıkardı. O sektörde kimleri parlatıp yıldız yapmadılar. Peki, Tyria’da ne bulmuştu Aileen?  Kendi çalıştığı alanda, Tyria’dan çok daha güzel lezbiyenler ortalıkta dolaşmaktaydı ve Aileen’a teklifte bulunmuş olabilirlerdi.

aileen-and-tyria1

Filmden bir başka sahne

Ölümcül İstek kitabının yazarı bayan Sue Russel bu ilişkiyi şöyle yorumlamakta: “Sanırım Aileen ilk defa olarak hayatına anlam katacak bir ilişkiye girmişti. Artık bir ‘evi’, bir ‘yuvası’ vardı. Kendi ailesinde ve cinsellikle dolu yaşamında bir türlü bulamadığı sevgiyi Tyria’da buldu ve onu çılgıncasına sevdi. Evet, kulağa tuhaf geliyor ama bu bir çeşit aşktı.”

Olabilir, saygı duyarım. Sanırım ben sadece yüz ve beden güzelliği ile durumu değerlendirmeye çalıştım. Bu ikili tuhaf bir şekilde karı-koca hayatı yaşadılar. Öyle görünmekte ki Aileen’in kişiliği galip geldi. Ona sanki kocasıymış gibi davranıyor ve “karıcığım” diye hitap ediyordu. Tyria’nın işi bırakıp hep yanında kalmasını istedi. Öyle yaptılar. Aileen sokaklarda çalışıyor, para kazanıyor, Tyria’ya elbiseler alıp güzel yerlerde yemeğe götürüyordu. Artık erkeklere de fazla sataşmıyordu. Bir an önce parasını kazanıp Tyria’nın yanına gidiyordu. Otelden otele gidiyorlar, bazen koruda bir yerlerde, bazen kiralık karavanlarda yaşıyorlardı. Bu yıllarda Aileen genelde ABD 1 numaralı karayolunda Daytona ve Melbourne, Florida arasında işler alıyordu. Fakat para sıkıntısı çekmekteydiler, bazen otel faturasına paraları yetmiyor ve gizlice ordan sıvışıyorlardı.

aileen-and-tyria2

Sık sık barlara giderler ve genelde Aileen bir kavga çıkarırdı.

Derken ilişkileri yavaş yavaş bozulmaya başladı. Gerçi bu bozulma tek taraflıydı. Tyria, tüm o erkeksi görünümüne rağmen aslında narindi. Aileen’in öfkesine dayanmakta zorlanıyordu. Sanırım, başka kadınlara da yanaşıyordu ve Aileen onu kıskanıyordu. Polise ve mahkemeye verdiği ifadelerde Tyria, sevgilisi Aileen’i şöyle anlatmıştı: “Onun ne zaman patlayacağını önceden kestirebilmek mümkün değildi. Bazen civardaki en pis barlara giderdik. Buralara motorsiklet çeteleri gelirdi. Bunlar meşin ceketli, sert yapılı erkeklerdi. Ama Aileen’in umurunda bile değildi. Erkeklerden biri birazcık rahatsız ettiğinde hemen yanına gider ve ‘ne bakıyorsun piç herif’ deyip kavgayı başlatırdı. Bir keresinde adamın birinin burnunu kırdı. Beni de kıskanıyordu. Kavga ediyorduk. Yaptığım her şeyin hesabını soruyordu. Sonra bana ‘sakın beni bırakmayı düşünme, bunu aklından bile geçirme’ demeye başladı.

bar

Aileen’in takıldığı motorsiklet barlarından biri

Aileen ise, sevgisini söyle anlatıyor: “Bu ilişki beni kendimden geçirmişti. Otoyola çıkıp dışardaki pisliklere istediklerini veriyor, paramı alıyor, sonra Ty’ın yanına koşuyordum. Haftada bir kaç yüz dolar kazanıyordum ama bu çoğunlukla yeterli olmuyordu.”

Bu şekilde 1989 Kasım’ına kadar yaklaşık 4 yıl birlikte yaşadılar. Tyria, kendisinin defalarca Aileen’a fahişeliği bırakmasını, bunun tehlikeli bir yol olduğunu söylediğini ifade etmekte. Fakat Aileen fahişeliği bırakamazdı. Normal bir işte çalışacak bir kadın değildi, sanırım daha işin ilk gününde adamlardan birine girişir ve hemen kovulurdu. Doğru veya yanlış, artık onun hayatı seks ve şiddet üzerine kurulmuştu. Böylece 1989 Kasım ayına geldim. Aileen’in içindeki öfkenin patladığı ve ilk cinayetini işlediği tarihe. Aileen para kazanmak için çok uğraşıyordu. Eğer yeterince para kazanamazsa Tyria’nın kendisini terketmesinden korkuyordu. Sonra bir gece, ilk kurbanı Richard Mallory’nin arabasına bindi.

İlk kurban olan Richard Mallory pek sağlam bir pabuç sayılmazdı. Elektronik malzemeler satılan bir dükkanı vardı. Daha önce tecavüz suçundan hüküm giymişti. İşinde düzensizdi. Çevresinin anlattığına göre sık sık striptiz barlarına gidiyor, bazen eve bir iki fahişe getirip alem yapıyordu. Pornografi tutkunuydu. Ayrıca, fahişeleri dövdüğü de bilinmekteydi. Tam o sıralarda seksüel davranış bozuklukları yüzünden terapi görmekteydi. Anlaşılan, fırsat bulduğunda kadınları dövmekten hoşlanan sert bir çocuktu.
Ama 30 Kasım 1989 gecesi kendisinden daha sert birine rastlayacaktı.

Gelecek bölüm: Richard Mallory cinayeti.



1808 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Forrest Gump: Masumiyete Koşan Adam - 30/05/2018
........
Sodom ve Gomore Şehirlerinin Öyküsü - 01/02/2018
...
Tanrı Bumba - 25/08/2017
Bir Orta Afrika halkı olan Boshongo kabilesinin yaratılış miti. Boshongolar, Tanrı’ya “Bumba” derler.
Burada ve Şimdi Olan... - 01/08/2017
...
Apaçi Yerlilerinin Yaratılış Miti - 22/04/2017
Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne yeryüzü, ne gökyüzü, ne Güneş, ne Ay …sadece karanlık her yeri kaplamıştı.
Mavi Peri - 12/02/2017
Biliyor musunuz, çocukluğumda okuduğum bazı çocuk romanlarının ne kadar değerli olduklarını, ne büyük bir emek ve sanat gücü ile yazıldıklarını ancak seneler sonra fark edebildim.
Krishnamurti’yi Okumak - 02/12/2016
Öyle görünmekte ki, bizlerden ayrılan bu kartal kendi göklerinde uçarken, yerde, pislikler ve çürümüş yiyecekler arasında milyarlarca böcek bitmek bilmeyen iştahlarının peşinden koşacaklar.
Samuray Savaşçılarında Çay Kültürü - 14/10/2016
Geleneksel Japon savaşçıları olarak bilinen Samuraylar, başlangıçta toprak ve çiftlik sahiplerini yağmacılara karşı korumak için kurulan paralı asker birlikleriydi.
Bukowski’yi seviyorum. - 10/04/2016
Kimse kusura bakmasın, böyle bir adam küfürsüz anlatılamaz. Bu serseri orospu çocuğu işi biliyor.
 Devamı