ZALİM TANRI İNSAN, ŞANS VE ŞANSIZLIĞI YARATMIŞTIR

Tuanna Güzel | Tabusal.com

Şans…   Şans diye bir şey var mı yok mu bu bilimlere göre tartışılır fakat ben vardır ki onu da düşmanım olarak bellerim. Hani bunu ilahi güç tarafından kumandayla insan üzerinden haz alınan bir oyun olarak da kabul etmem. Ki inanalar İlahi dedikçe bunu daha çok sorgulamaya çalıştım; ya bu insan uydurmasıdır Tanrı olarak adlandırdıkları bir güce atfetmektir veya hakikaten Bahsedilen TANRI varsa ve bu oyunu oynuyorsa buna acımazsızlık derim ve adil değildir ayrıca; o halde Tanrı narsisttir hatta olsa olsa satanist olur.

Çizilen Tanrı biyografisi, yaratılmış canlılar arasındaki sözüm ona seçkin olan insanoğludur (ne gülünç ki egemen erkek tasviri olan “insan-oğul” eril kişidir.) Erillerin dini ve elleriyle kendilerine benzettikleri kutsal güç... Kim kimin tanrısı acaba? İnsan mı, Tanrı mı? Doğrusu Tanrı İnsanın gücünden korkmak gerek, hangisi zalim; insan mı yoksa Tanrı mı?  Elbette Tanrı olan insandır; zalim olan, ölüme arzulanan, kendi türüne kıyan, ayağını kayıran, adil olmayan, onuruyla oynayan, küçümseyip aşağılayan hele ülkemizin insanı.

“ŞANS”  dedim ya kimi her ne kadar kendini paralarsa paralasın işleri doğru gitmezken, kimi etini dişlerine takarak döktüğü terin karşılığını musluktan akan damla gibi alırken kimi ise doğuştan her yönden şakır şakır işleri iyi gider hem maddi ve hem manevi. Hayır, bu üçüncü gruptaki üstün zekâsından dolayı sahip olduklarına sahip değildir. Tabii şans mevzusu gene ülkenin baştan aşağı bozuk olan sistemi ve insanıyla alakalıdır, Ne devlet sosyal hukuk devletidir, ne de insanı insan olabilme yolunda bir çabası bulunmaktadır.  Örnek: adam ekmeği için özel sektöre muhtaç fakat sömürü üzerine kurulu olan özel sektör patronları; avukat, mal müşavir, doktor, siyasetçi vs. emeği sömürerek kazanır hem parasal ve hem de cinsel yönden, muhtacın onurunu ayakları altına alır bu aşağılık varlıklar,  neden mi? Kendilerine muhtaç olanın başka alternatifi yoktur.

Onlara muhtaç şansızdır kim bilir kaç karın doyurmak zorunda, hangi sorunlarıyla boğuşmaktadır fakat diğer şerefsiz sömürü kan emiciler ise sahip olduklarından şanslı ve bunu kötüye kullanmaktadır. Peki şu iş başvurularında ise kendini bir halt sanan zalim tanrı insan; CV’ leri doldurturlar, yüz yüze görüşürler, aç olan bireyle, yığınca hikaye anlatır demagoji yaparken arkasına yaslanak geyire geyire, burunlarından kibirlerini solurken, kafaları kaf dağında...

Daha sonra ise “Siz gidin değerlendirirsek sizi alırız.” nerden bilsin veya bilse umurunda mı bu Tanrı’nın, zavallı iş arayanın belki cebinde son kuruşla dolana dolana aç kalarak, ayağına kara sular inmiştir, yolda yürürken hayaller kurmuştur patronla görüşmeye giderken fakat gördüğü muamele Hitlervaridir.

Ülkemizde ve Asya ülkelerinde iş sahipleri bayan eleman alırken podyuma çıkartacak bayanlar ararlar kriter olarak hem gözlerine hitap etsin hem müşterilerin albenisi olsun. Sadece bu mu pek namustan dem vuran erillerimiz podyum için aldıklarını tacizleri için kullanmayı şart koşarlar. Kadına bakış açısından genç kızlarımız ve kadınlarımız bunu saklamak zorundadır suçlu olan hep kadındır.  

Şans…  Aile içerisinde ki birey hemen yanı başındaki kanından olan bireyi görmezken fakat ikinci üçüncü ailesinin dışındakini sever başına koyar karşı tarafın sahip olduğu olağan üstü şanstan ötürü. Nedeni sorsan bin bir bahane öne sürülür. Hatta kördür göremez, sağırdır duyamaz, dili ketumdur karşı tarafa duyduğu sevgiden…

Kahrolası küflenmiş algımızın ürünü olarak Tanrı olan İnsan tarafından ŞANS ve ŞANSIZLIĞImız yaratılmıştır.