• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Levent Ertürk
Hiçbir şeyin teorisi!
22/02/2015

Dr. Stephen Hawking'in hayatını anlatan filmi izledikten sonra, "Her şeyin teorisi" isimli kitabını bir daha okudum. Muhteşem bir çalışma. Evren hakkında ilk bilgilerimizden başlayıp kara deliklere, sicim tünellere, zamanın yönüne ve nihayet her şeyin teorisine uzanan bir fizik ziyafeti. Bir kaç gün boyunca ne TV seyrettim ne de bizim gaydırıguppak eminem tarzındaki haberlere baktım. Böylece seyrek bıyıklı, sürekli bağıran asabi şahsiyeti dinlemekten de kurtuldum. smile emoticon

Hani şairin dediği gibi:
"Ne atom bombası / Ne Londra konferansı / Bir elinde cımbız / Bir elinde ayna / Umurunda mı dünya"

Ben de aynen o şekilde, kitaplara daldım ve yaşadığım ülkeden, onun bitmek bilmeyen çekişmelerinden uzaklaştım.

Şimdi sizlere, çekinerek bir şey söyleyeceğim: İnsanların çoğu, yüzmilyarlarca yıldız barındıran bir galaksi içinde yaşadığımızı "ezberler" ama bunu idrak edemezler. Aslında çoğumuzun düşüncesi, kendi dar dünyalarımız ile sınırlıdır. Cevabını bulamadığımız sorular olursa da kimimiz dine sığınır, kimimiz geleceğe ait bir umudu besler, yaşar gideriz. Neyse, çok uzatmıyayım, sözü Hawking'e bırakmak isterim. Alıntılıyorum:


(Hala doğanın nihai kanunlarıyla ilgili arayışımızın sonuna yaklaşıyor olduğumuza dair tedbirli bir iyimserlik hissetmemiz için bazı nedenler olduğuna inanıyorum. Günümüzde bir kaç kısmi teoriye sahibiz. Genel görelilik, kısmi çekim teorisi ve zayıf, güçlü elektromanyetik kuvvetlerle ilgili teorilerimiz var. Son üçü, büyük birleşik teori olarak adlandırılan teorilerle birleştirilebilir. Bunlar çok da tatmin edici değildir, çünkü çekimi içermezler. Çekimi diğer kuvvetlerle birleştiren bir teori bulmaktaki temel güçlük, genel göreliliğin klasik bir teori olmasıdır. Yani kuantum mekaniğinin belirsizlik ilkesini içermemektedir. Öte yandan, diğer teoriler kuantum mekaniğine temelden bağlıdır. Bu nedenle, atılması gereken ilk adım, genel görelilik teorisini belirsizlik ilkesiyle birleştirmektir. Sorun şu ki, belirsizlik ilkesi, boş uzayın bile sanal parçacık ve anti-parçacık çiftleriyle dolu olduğu anlamına gelir. Bu çifltler sonsuz bir enerji içermektedir. Yani, bu çıkarıma göre, çekimler evreni sonsuz ufak bir boyuta çekecektir.) (Alıntı sonu)


Gerçekten çok zorlu bir konu. Belirsizlik ilkesini, sanki hiç yokmuş gibi öylece bir kenara atamayız. Geleceğin birleşik teorisi, bir şekilde, kuantum mekaniğinin bu temel ilkesini barındırmak durumunda. Oysa, ne Newton fiziği, ne de genel görelilik belirsizliği barındırmıyor. Einstein de dahil olmak üzere, mikro ve makro varoluşun yasalarını birleştirmek isteyen pek çok bilimci, hayatları boyunca bu soruna bir çözüm getiremediler. Peki ama, ayrı varoluş seviyelerinin illa ki aynı temel yasalarla çalışması gerektiğini nasıl farzedebiliyoruz ? Dr Hawking'in bu konuya olası 3 cevabı var:

1) Gerçekten de birleşik bir teori var ve eğer yeterince zekiysek bunu günün birinde bulacağız.
2) Böylesine temel bir evren teorisi yok. Sadece, evreni gitgide daha kesin olarak açıklayabilen sonsuz bir teoriler zinciri var.
3) Evren teorisi diye bir şey yok. Olaylar yalnızca belli bir yere kadar tahmin edilebilir, sonrasında her şey rastgele ve düzensiz bir şekilde gerçekleşir.


Acizane, benim aklıma en çok yatan olasılık 3. şık olarak görülmekte. Sanki, boyut değişiklikleri kendi yasalarını kendileri oluşturuyor gibiler. Bir boyutta, mutlaka yer vermeniz gereken bir yasa, bir başka boyutta tamamen devre dışı kalabiliyor veya önemini kaybedebiliyor. Dr. Hawking de sanırım benzer bir çıkarımda bulunmakta. Ona göre, en akılcı ihtimal 2. şık olabilir. Aslında 2. ve 3. şıklar birbirlerini tamamlamakta. Gözlem ve deney imkanlarımız arttıkça, evrende giderek daha detaylanan sonsuz teorilere kapı açılıyor.

Belki de, sorunun cevabı, her şeyin "başlangıcında" saklı. Yani, adeta "hiçliğin" -varsa eğer- mutlak tekilliğin fışkırdığı o bilinmez durum, aynı anda hem öngörülemez bir belirsizliği, hem de kısmen öngörülebilen belirliliği kendi içinde saklıyor olabilir. Kuantum mekaniği çıkarımları gereği ışığın hem dalgacık hem parçacık özelliğini sergilediği kabul edildiğine göre, evrenimiz de sonsuz bir ikilemi, sonsuz ikilemleri sürekli sergiliyor olabilir. Bu durumda ise kolayca görülebilir ki, Tanrı üzerine yapılan tartışmalar asla sona ermiyecektir.

Zira, durum öylesine geniş yorumlara açıktır ki, isteyen ateistçe yorumlara sapabildiği gibi, isteyen de tüm bu anlaşılmazlığın arka planına Tanrı inancını yerleştirebilir. Dr. Hawking, artık "neden" sorusunu bilimsel arayışımızın içine sokmalıyız tesbitini yapmakta. Evren neden varolma zahmetine katlanıyor?

Dahası, hiçlik veya yok oluş olarak tanımlanan şey nedir? Modern teoriler, enerjinin korunumu kanununu ihlal etmeden, sürekli ve düzenli enerji artışına izin vermekte. Buna rağmen, evrenin toplam enerjisi sıfır olarak görülmekte. Sadece bir sıfırın raksı içinde mi yer alıyoruz?

Belki de gelecekte, "bir Tanrı var mı?" sorusu yerine, "bizim varlık bilincimiz nasıl oluştu?" sorusu daha çok önem kazanabilir. Böylece, "BEN BEN OLANIM" diyen klasik gizemci varlık felsefeleri/inaçları ile fiziğin çıkarımları aynı yerde buluşabilirler... 

Elbette tüm bunlar sadece birer tahmin. Bilinen tek şey ise, tüm uğraşlarımıza rağmen, evrenin kendi sırlarını saklamakta çok kararlı olduğu gerçeği.


Levent Ersöz | Tabusal 



1565 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Forrest Gump: Masumiyete Koşan Adam - 30/05/2018
........
Sodom ve Gomore Şehirlerinin Öyküsü - 01/02/2018
...
Tanrı Bumba - 25/08/2017
Bir Orta Afrika halkı olan Boshongo kabilesinin yaratılış miti. Boshongolar, Tanrı’ya “Bumba” derler.
Burada ve Şimdi Olan... - 01/08/2017
...
Apaçi Yerlilerinin Yaratılış Miti - 22/04/2017
Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne yeryüzü, ne gökyüzü, ne Güneş, ne Ay …sadece karanlık her yeri kaplamıştı.
Mavi Peri - 12/02/2017
Biliyor musunuz, çocukluğumda okuduğum bazı çocuk romanlarının ne kadar değerli olduklarını, ne büyük bir emek ve sanat gücü ile yazıldıklarını ancak seneler sonra fark edebildim.
Krishnamurti’yi Okumak - 02/12/2016
Öyle görünmekte ki, bizlerden ayrılan bu kartal kendi göklerinde uçarken, yerde, pislikler ve çürümüş yiyecekler arasında milyarlarca böcek bitmek bilmeyen iştahlarının peşinden koşacaklar.
Samuray Savaşçılarında Çay Kültürü - 14/10/2016
Geleneksel Japon savaşçıları olarak bilinen Samuraylar, başlangıçta toprak ve çiftlik sahiplerini yağmacılara karşı korumak için kurulan paralı asker birlikleriydi.
Bukowski’yi seviyorum. - 10/04/2016
Kimse kusura bakmasın, böyle bir adam küfürsüz anlatılamaz. Bu serseri orospu çocuğu işi biliyor.
 Devamı