Bir Alman atasözü;

"Ya aslan gibi ölürsün ya da dökülen süt gibi ziyan olursun." diyor.
Oldukça anlamlı buluyorum kendi adıma.
Vatansızlar ya da evsizler anlamına gelen STATELLES dizisinde direnişçilerden olan Kürd kızının, tecrit dedikleri işkence odasına götürülürken, kamp müdürüne söyledikleri gibi.
" Beni tanımıyorsun. Kürdüm ben. İran'da işkencelere, tecavüzlere, ölümlere boyun eğmedim. Sana mı boyun eğeceğim? İşkencelerine de teslim olmayacağım. İstediğini yapabilirsin. "
İnsanca yaşamak uğruna aslanlar gibi ölmeyi seçmek böyle bir şey olsa gerek.
Yaşamımız boyunca tanığı, mağduru, sanığı olduğumuz sayısız olayın özetiydi sanki cesur kızın duruşu.
Duygulandım, umutlandım, heyecanlandım, gözlerim doldu.
Bir Avustralya yapımı ve Netflix dizi olan 2020 yapımı, mini dizi 6 bölümden oluşuyor.
Yine, sansürsüz, kısıtlamasız görüntülerle kurgulanarak yaşanmış, gerçek olayları gözler önüne seriyor..
Ki hala da yaşanıyor dünyanın birçok ülkesinde.
Devletlerin ikiyüzlü, acımasız, vahşi politikalarına karşı savaştan, baskılardan kaçan insanların konuldukları mülteci kamplarının asıl yüzlerini görüyoruz izlerken.
Bir yandan da insanların özgürlükleri için verdikleri mücadele ve direnişlerine tanık oluyoruz.
Yaşayanlar, bilenler, tanık olanlar için dizi oldukça tanıdık zaten.
Dizi tüm dünyada hak ettiği ilgiyi görmeye, insani çığlıklar da duyulmaya devam ediyor.
Her koşulda ve bedeli ne olursa olsun boyun eğmeyen, eğmeyecek olan zelal yüreklere ölümsüz usta Ahmed ARİF'e tek değil, tüm dillerden SELAM OLSUN.