İrlanda da 1832- 1897 yıllarında yaşamış Boycott adlı toprak ağasına karşı geliştirilen direniş eylemi zamanla dünyanın diğer bölgelerine onun adıyla yayılmıştır.
Türkçeye de direk BOYKOT olarak geçmiştir.
Kısaca;
" Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma veya belirli amaca ulaşmak adın hedeflenen kişi, kurum, sisteme karşı tüm ilişkileri kesmek an ilişkiyi kesmek. "
Anlamına geliyor.
Üniversite yıllarımız, bizden öncekilerden kalan miras olarak çoğunlukla dersleri boykot etmekle geçti.
Solcuların olduğu yerde boykot eylemleri yükselirken sağcıların olduğu yerde kendileri açısından eğitim sürüyordu.
Her şey boykot için bahane olabiliyordu.
Birçok değerli öğrenci bu boykotlar nedeniyle ceza aldı, eğitimlerini tamamlayamadı.
Zararını en çok sol kesim gördü.
Acısı yıllar sonra çıkacaktı maalesef.
Yine de amacına uygun, kitlesel, kararlı ve hedefe vuracak şekilde yapılırsa önemli bir eylemdir.
Ancak bireysel, cılız, toplumsal karşılığı olmayan ya da hedeflenen kesimin işine yarayacak olan boykot da tüm benzeri eylemler gibi büyük zarar verir.
Örneğin içinde bulunduğumuz kritik dönemde bunu daha net görmek mümkün.
Hele de bazı iyi niyetli dostları saymazsak, özellikle bazı kesimlerin, her türlü manipülatif yöntemleri de kullanarak boykot üzerinden ısrarcı olmaları karşısında daha dikkatli olunmalıdır.
Her zaman aklıyla, bilinciyle davranan zelal yüreklere tek değil, tüm dillerden SELAM OLSUN.