Emine K. Arslaner
Ahzap 37, Evlatlığın Eski Eşiyle Evlilik mi yoksa İnsanları Eşitleyen Bir Devrim mi?
29/11/2020 Aslında bu yazı üç yıl önce yazıldı ancak tıpkı yazının konusu olan ayette dillendirilen “ziyade kılınmış kişi” nin yaşadığı korkuya benzer bir korkuyla çekmeceye atıldı ve yayınlanacağı tarih için ilahi huzurdan bir işaret fişeği beklendi. O işaret Twitter’den geldi. Hadis ve rivayetlerden yola çıkarak İslam’a ve Kur’an’a saldıran bir hesaba yönelttiğim eleştiriler üzerine ateist gruplardan gelen tepkilere belli bazı ayetler malzeme ediliyordu. O ayetlerden biri de Ahzap 37’idi… Genel kabul görmüş geleneksel yoruma göre bu ayet Peygamberimize, evlatlığının eşi ile evlenmesi için izin veren, hatta emreden ayetti. İddiaya göre; “Zeyd bin Harise radıyallahü anh çocuk yaşlarında annesi ile akrabalarını ziyarete giderken başka bir kabilenin baskınına uğradı. Esir alınan Zeyd, Mekke’ye Suk-ı Ukaz denilen panayıra getirilerek satılığa çıkarıldı. Hakim bin Hizam, Zeyd’i 400 dirheme satın aldı ve halası hazret-i Hadice’ye hediye etti. O da Peygamber efendimize hediye etti.”( Rehber ansiklopedisi) Önce ayetin nuzül gerekçesi olarak bütün meal ve tefsirlerde altı çizilen bu ve buna benzer rivayetlerdeki mantık hatalarına göz atalım:
Peygamberimizin doğum tarihi ise 571’dir, yani Zeyd peygamberimizden sadece dört yaş küçüktür. Hatice ile evlendikten sonra kendisine hediye edildiğine göre, Zeyd peygamberimizin yanına geldiğinde 20 yaşındadır. 20 yaşında bir delikanlının evlatlık edinildiğini ileri sürmek gariptir.
Şimdi ayeti inceleyelim: Nuzül gerekçelerinin, yani rivayetlerin gölgesi altında meallendirilen ayetlerle ilgili bazı ön açıklamalarda bulunmak elzemdir çünkü zihin ve bilinç dünyamızı işgal eden hikayeler ilahi kelamın evrensel mesajını perdeleyebilmektedir. Sadece “anlamak” amacıyla üzerlerine eğildiğimiz ayetleri okumadan önce, o ayetlerle ilgili duyduğumuz veya okuduğumuz tüm ek bilgileri, hadisleri, rivayetleri, tefsirleri zihnimizden resetlemek zorundayız. Önce bu işlemi gerçekleştirdikten sonra ise yapmamız gereken ikinci bir işlem vardır; meallerden destek almak ama onlara bağımlı kalmadan, kelimeleri: Arapça ve etimolojik sözlüklerden araştırmak ve en yakın, en tutarlı manaya ulaşmak için çabalamak. Bu iki işlemin ardından Ahzap 37’i ele aldığımızda karşımıza, bu ayette ve yine bu surede geçen ikinci bir ayette yapılan bir hata önümüze serilir. Kur’an’da “evlatlık” kelimesi geçtiği halde, bu ayette geçen başka bir kelime “دْعِيَٓائِهِمْاَ” (ed’îyâi-him) “evlatlık” olarak çevrilmiştir. Bu kelime tekil olarak “دَّعِيُّ “ , çoğul olarak ise “أَدْعِيَاءُ” şeklini alır. Kuran’da iki yerde geçer (Ahzap 4 / Ahzap 33) . “دَّعِيُّ “ nun fiil kökü “د عو /دَعَا “ dır. Bu fiil “çağırmak, dua etmek, yalvarmak, davet etmek” gibi anlamlara gelir. Araplar arasında, biyolojik ailesi dışında başkasına nisbet edilerek çağrılan kişilere; bizim dilimizle ifade etmek istersek: beslemelere, yanaşmalara, odalıklara “ed’îyâi”, yani “çağrılan, bir ismi olmayan” deniliyordu. Evlatlıkların konumu ise çok daha farklıdır ve Kur’an’da daha farklı bir ifade ile “veleda(en)” (وَلَدًاۜ) anılır: Mısır’dan onu satın alan ise karısına dedi ki “ona kıymet ver, iyi bak, belki bize yarar veya onu evlat (وَلَدًاۜ) ediniriz”…(Yusuf 21) Ve yine: Firavun’nun karısı “bana da, sana da göz aydınlığıdır. Öldürmeyin, belki bize yarar veya onu evlat (وَلَدًاۜ) ediniriz” dedi. (Kasas 9) Demek ki, ayette bir evlatlıktan değil, o toplumda adına “ed’îyâi” denilen özel bir sınıfa ait, bir şahıstan söz edilmektedir. Bu ayetin meallerindeki ikinci bir gariplik ise “vetaren” (وَطَرًاۜ) kelimesinin çevirisinde karşımıza çıkar. Bu kelimeye cümle içinde kurulabilecek en olumsuz anlam (ilişki) yüklenmiştir. “ر ط و “ kök harflerinden türeyen “Vetaren” kelimesi Kur’an kavramları sözlüğüne göre; Arzu, dilek, merak ve önemli ihtiyaç manasına gelir (Müfredat, Rağıp el-Isfahani) Üçüncü probleme gelirsek; Kur’an’da evlenme / evlendirme manasında kullanılan kelime “Zevvece/ زَوَّجَ” fiilinden değil, “Nikâh” (n,k,h) kelimesi ve türevlerinden türetilir. İmreet-ü Lût, İmreet-ü Nûh ve İmreet-ü İmrân misallerinde görüldüğü üzere, “erkeğin nikâhlı eşi” anlamını karşılayan kelime olarak daha çok “İmreetün/ اِمْرَأَةٌ” kelimesi kullanılmıştır. Bu ayette nikah yerine “Zevvece”, İmreetün yerine “zevce” kelimeleri kullanıldığı halde, meallerde “evlendirdik, eşini” şeklinde çevirilerin tercih edilmesi düşündürücüdür. Diğer bir problem ise kadâ (قَضٰى) kelimesinin mealinde göze çarpmaktadır. Aşağı yukarı tüm meallerde, “vetaren” kelimesi ile birlikte “ilişkisini kesmek” olarak çevrilen kelimenin, Kur’an’daki diğer çeviri şekilleri dikkate alındığında, ağırlıklı olarak “hükmetmek” anlamında kullanıldığını, bir istisna olarak sadece Ahzap 37’de “kesmek” olarak çevrildiğini görürüz. Şimdi ayeti kelimelere bölerek inceleyelim: 1. ve iz: Ve hani 2. tekûlu: diyordun 3. li: … e 4. ellezî: ki o 5. en’ame : nimet verdi 6. allâhu: Allah 7. aleyhi: ona 8. ve en’amte: ve sen nimetlendirdin 9. aleyhi: onu 10. emsik: tut 11. aleyke: yanında 12. zevce-ke: zevceni 13. ve ittekı: ve takva sahibi ol 14. allâhe: Allah 15. ve tuhfî : ve saklıyorsun 16. fî: içinde 17. nefsi-ke : senin nefsin 18. mâ: şey 19. allâhu: Allah 20. mubdî-hi: onu açıklar 21. ve tahşe: ve korkuyorsun 22. en nâse : insanlar 23. ve allâhu: ve Allah 24. ehakku: daha çok hak sahibi 25. en tahşâ-hu: ondan korkman 26. fe: sonra 27. lemmâ: olduğu zaman 28. kadâ: hükmettiğinde 29. zeydun: ziyade kılınmış, hediyelendirilmiş kişi 30. min-hâ: onun tarafından 31. vetaren: istenildiğine 32. zevvecnâ-ke-hâ: seni tezvic ettik 33. likey: için 34. lâ yekûne: olmaz 35. alâ el mu’minîne: mü’minlere 36. haracun: güçlük, zorluk 37. fî:konusunda 38. ezvâci: izdivac 39. ed’îyâi-him: onların beslemeleri 40. izâ : o zaman 41. kadav: hükmettiklerinde 42. min-hunne: onlar tarafından 43. vetaren : istenildiğine 44. ve kâne : ve oldu 45. emrullâhi (emru allâhi): Allah’ın emri 46. mef’ûlen: yerine gelmiş Tutarlı bir anlam verecek şekilde birleştirelim: Hani sen, Allah ve senin tarafından nimetlendirilen kişiye; “zevceni yanında tut, Allah’a karşı takva sahibi ol, Allah’ın açıkladığı şeyi içinde saklıyorsun ve insanlardan korkuyorsun, Allah korkulmaya daha çok hakkı olandır. Ziyade kılınmış kişi, onun tarafından istenildiğine kanaat getirdiğinde seni onunla tezvic ettik ki, mü’minler, beslemeleri onlar tarafından istenildiklerine hükmettiklerinde izdivac için zorluk çekmesinler. Ve Allah’ın emri yerine gelmiş oldu” diyordun. Evlatlık yok, boşanma (talâk) yok, evlilik (nikah) yok, karı-koca kavramlarının hiçbiri yok, hepsinden önemlisi “Zeyd” diye biri yok… Bu ayete bakarak “evlatlığı olan Zeyd’in boşadığı karısı ile evlenmesine izin verilen ayet” yorumunda bulunmak için nuzül gerekçesi diye anlatılan rivayetlere sığınmak gerekiyor. O rivayetlerden sıyrılıp baktığınızda ise karşınıza o evrensel mesaj çıkıyor; Bir besleme pekala kendisinden daha üst bir statüye sahip insanla birleşebilir. Özgür ve sosyal statüsü yüksek bir insan da pekala azatlı bir köleyle veya daha düşük seviyeden biriyle biraraya gelebilir. Ve bittabi en doğrusunu Allah bilir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Rasyonel Akıl ve Başıboş Köpekler - 08/03/2024 |
20 yıldır yazdığım konuları yeniden, yeniden yazma zorunluluğu… |
Ataerkil Avrupanın Anaerkil Anadolu Sendromu - 25/05/2022 |
Beşikler vermişim Nuh‘a Salıncaklar hamaklar Havva Anan dünkü çocuk sayılır Anadolu‘yum ben, tanıyor musun? Ahmed Arif |
Tesettür ve Çevreye Uyum - 13/06/2020 |
Kadınlar Kur’an’da varlığı veya yokluğu, çok aleni olmasa da, satır aralarından tartışılan, müphem bir telkinin hayatlarını şekillendirmesinden sıkılmış görünüyorlar. |
Hellenin Helena Yalanı - 12/02/2017 |
Paris, Fransa’nın başkentidir. Truva, Hititlerin’dir ama Londra’nın dörtyüz yıl önceki adı New Troy’dur. Troy halen Portekiz’de bir kentin adıdır. |
Öldürürler seni oğlum! - 07/09/2016 |
Uzanma onların zehirli meyvelerine. Çünkü Öldürürler seni oğlum… |
Defnenin Duası... - 06/06/2016 |
Anadolu topraklarından bir ışık pınarı gibi fışkıran genç bir kız.. Bir kız ki adı bile tebessüm kadar güzel… Defne… |
Hellenistanın Günah Keçisi - 12/03/2016 |
Koro: Zeus biz kadınları yüce ameller için ne kadar zayıf yaratmış olsa da, fenalık için, evet hiç olmazsa fenalık için bizden daha ehil yoktur! (Euripides, Medeia) |
Hellenin Helena Yalanı - 24/01/2016 |
Bilinen bir hikayedir… Savaş mağlubu İspanya kralı, aç gözlülüğüyle meşhur |
Bir toplumsal nevroz olarak linç kültürü - 09/11/2015 |
“Biz Allah’a inanıyoruz zaten. İzin verelim artık, Allah da bize inansın.” |
Devamı |