• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
ÖMER GÜLYUVA
omergulyuva@outlook.com
Yolculuk
31/05/2020

İnsanlar, ait oldukları alanlarda güven bulur güvenli olduğu yerde huzur bulduğunu düşünür.

Zihin ona "Güvenli olduğun yerde bir ya da bir kaç topluluk içinde bir aidiyet içinde kal "der.

Bir bayrak, din, bir bina ,site içerisinde olmayı güvenli hissettirir, oysa bu manipülasyon kişiyi doğadan kendi özünden uzaklaştırır.

Bilinçaltı kendine güvenli alan olarak gördüğü din, bayrak, mahalle, mal, para, aileyi evrenin sınırları olarak tanıtır. Dünyayı o alandan ibaret görür.

Kendi benzerliği ve kendi alanlarıyla oluşturduğu o aklınca güvenli ve konforlu alan otomatik olarak kendi dışındaki tüm varlıkları öteki, öteki gördüklerini de birer potansiyel tehlike olarak görür. Ama bir gün, evrensel gerçekler onun kendisiyle sınırladığı alanların kendini korumaya yetmediği ile yüzleştirmek durumunda bırakır. Kendini, güvende hissettiği alanların artık yeterince güvende olmadığını hissetmeye başlamasıyla aslında güvendiği alanların dışında doğa da başka alanlarında yaşama uygun olabileceği, sığındığı güven alanlarının pek de güvenli olmadığı gerçeğin daha büyük bir doğada olduğu bilinci ile tekâmül etmeye başlar.
 
Bu tekâmül sürecinin başlaması bir önceki evrede zihinsel, sosyolojik ve toplumsal manipülasyonlar ile kendine verilmiş değerleri sorgulamak demektir. Buna verilebilecek en önemli örnek, millî ve dini duygularla kendi oluşturduğu güvenli dünyanın artık sandığı kadar güvenli olmadığını, ettiği dualara, okuduğu marşlara rağmen hiç te sınırsız huzurlu bir yaşam alanında olmadığı ötekileştirdiği her varlığın aslında kendine o kadarda tehdit oluşturmadığını anlar. Sandığı gibi onlardan güçlü ve özel olmadığı gerçeğiyle yüzleşir.

Manipülasyonları algılamaya "bir yerlerde yanlış yaptık" demeye biraz da ötekileri anlamaya çalışır. Ötekilerin varlığını kabul etmek zorunda kaldığı olaylar yaşamaya başlar, bu hayatın doğasıdır. Ötekileri dinlemeye başladığında bir yandan zihinsel ve sosyolojik manipülasyonlar bir yandan akıl ve vicdan çatışmaya başlar.

Aile bağlarının, paranın, din ve bayrak inançlarının sorgulanması, diğer inançların dinlenmeye değer görülmesi, aslında kendi çizdiği sınırda ki dünyanın genişlemesi demektir. Bu tekâmüldür, ilk sorgulama tıpkı bebek ve çocukluk döneminde beynin çalışma modlarına geri dönüş ve o aksiyonu hatırlamadır.

Yani keşfetme, anlamaya çalışma, yeniyle buluşma zevkini yaşamaya başlar.. Her şey bu tadı yeniden tatmanın verdiği heyecan ile bir sürece dönüşür. Artık her doğa olayı, her sosyolojik vaka, her yeni katılmış inanç ile kendisine daha geniş ama öncekiler kadar da çok güvenli görünüm vermeyen yeni bir dünya alanı yaratır. Artık sınırlardaki o kırmızı çizgiler yerini maviye döndürmüş,her bilgi,her düşünce her felsefi vaka ya açık hale gelmiştir.

Dünya görüşü yerine Evren görüşü hakim olmaya başlar, tüm sınırlar ve inanç kalıpları kırılmaya hazır ve bilgiye aç olarak doğa ile bir yolculuk başlatılmıştır.. Bu yolculuğu ancak tanışanlar ve tadanlar bilir.



1441 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

En az Elli Kişi - 13/05/2020
....
MÜLKİYETÇİLİK - 30/08/2019
MÜLK EDİNEN,MÜLKİYETÇİ OLAN HİÇ KİMSE NİN BU CİNAYETİ PROTESTO ETME HAKKI YOKTUR. "MÜLK EDİNMEYE HAYIR" DİYENLER BU CİNAYETİ KANIKSAYA KANIKSAYA PROTESTO EDEBİLİRLER...
Mazlumun Elçisi - 29/11/2018
....
İnsanım, doğruyum, çalışkanım! - 04/11/2018
........
DİN İSTİSMARI VE ÇOCUK - 04/07/2018
...
Mavi Kelebekler - 01/08/2017
Çok Gözlü Mavi Kelebek olarak bilinen ‘Polyommatus icarus’ önemli bir özelliğe sahip. Bu kelebek türü Yaban Çiçeği Artemis’i çok seviyor ve onun üstüne konmaktan büyük mutluluk duyuyor. Yaşamını devam ettirmek için de olmazsa olmaz bir bitki bu...